Bir Çocuk Masalından, Efsaneye: Hobbit - J.R.R. Tolkien

"Soğuk sisli dağların ardındaki ıraklara
Derin zindanlarda eski mağaralara
Düşmeli yolumuz gün doğmadan oralara
Efsunlu, soluk altını aramaya"


Ebeveynlerin, çocuklarına uykuya rahatça dalabilmeleri için anlatmak ve daha doğrusu uydurmak zorunda kalacağı bir masalı olmuştur muhakkak. Lakin kimse başlangıçta bir masal olarak insanın kafasında canlanan bir hikayenin, modern edebiyatta bir çığır açarak, yeni bir türün bayraktarı olabileceğini aklından geçirmemiştir. Şükür ki, Tolkien pek çok diğer ebeveyn gibi düşünmeyerek, bir çocuk masalı olarak zihninde yarattığı bu dünyayı paylaşmış insanlarla. Fantastik kurgu edebiyatıyla Tolkien kitaplarıyla tanışmış biri olarak, sitede sadece Yüzüklerin Efendisi'ni onu da hacmini tam anlamıyla anlatmamış olarak tanıttığımı fark ettim. Oysa Tolkien'in neredeyse bütün kitaplarını okumuş biri olarak bu garabeti ortadan kaldırmak için, en azından Tolkien külliyatını layığı ile oluşturmak için önümüzdeki dönemde daha çok Tolkien kitabı ile karşınıza çıkmam kaçınılmaz. Ancak her hikayenin bir başlangıcı olduğu gibi, Orta Dünya'nın başlangıcı da, özellikle Aralık ayının sonunda bütün fantastik kurgu hayranlarını sinemaya çekmeyi başarmış Hobbit'tir. Ne yalan söyleyeyim, neredeyse iki senedir sinemaya gitmiyordum. Ailemiz büyüdüğünden bu yana, asıl film evde olduğu için pek de ihtiyaç duymadık diyerek geçiştirebilirim bu konuyu. Uzun süren sinemada film izleme hasretimi Hobbit ile gidermiş olmanın mutluluğuyla, herkese dilim döndüğünce Hobbit ile ilgili düşüncelerimi aktarmalıyım dedim. Hatta bu da yetmedi, Hobbit'i üçüncü kez yeniden okuyup bitirdim. Fantastik Kurgu külliyatları hakkında çok ciddi hassasiyetim olduğu için ve Tolkien'in bende çok ayrı bir yeri olduğundan, İthaki Yayınlarının "Açıklamalı Notlarıyla Hobbit" kitabını yayınlamasıyla temin etmem bir oldu. Hobbit ile ilgili her iki kitapta İthaki Yayınları tarafından yayınlandı. Açıklamalı Notlarıyla Hobbit sert kapaklı ve arada renkli kuşe kağıda resimler içeren toplam 416 sayfalık bir versiyon. Normal Hobbit kitabı ise karton kapaklı 426 sayfa. Tolkien'in Yüzüklerin Efendisi serisi dışında Türkçe'de yayınlanmış diğer kitaplarının tamamının da ayrıca İthaki Yayınları tarafından yayınlandığı belirteyim. Fantastik Kurguya ucundan kıyısından bulaşan herkesin muhakkak ismini bildiği Tolkien'in bu ilk romanının bu kadar ilgi çekici olmasının pek çok sebebi var. Öncelikle Hobbit Orta Dünya evreninin ilk kitabı ve bu dünyanın ilkel ve masalsı taslağını oluşturuyor. Tolkien'in daha sonradan yazdığı eserlerle, bir masaldan tabiri caizse sanal bir Orta Dünya gerçekliği yarattığı düşünülürse, diğer kitaplarının yanında anlatım, kurgu, karakterler gibi pek çok açıdan farklılık var.


Örneğin; Hobbit'te, okuyucu coğrafyaya ve Orta Dünya'ya diğer eserlerde olduğu kadar hakim olamayabilir. Takipçisi olacak Yüzüklerin Efendisi bölümler halinde, bir yolculuk, iyi ile kötünün mukadder olan savaşı konularını işlerken olağanüstü bir derinliğe sahipken, Hobbit daha ziyade basit bir masal gibi kalmaktadır. Ancak kitabı daha çekici kılan hem bu yapısı, hem de Orta Dünya ve Yüzüklerin Efendisi hakkında diğer kitaplarda geçen olayların aydınlatıcısı olması açısından aşırı detay içermeyen kolay okunabilir bir kitap olmasıdır. Özel örnekler vermek gerekirse, önce Yüzüklerin Efendisi'ni okumuş olan bir okuyucu, Hobbit'te ismi hiç geçmese dahi kitapta, Elf Kralı'ndan kastedilenin Thranduil olduğunu, Gloin'in Gimli'nin babası olduğunu bilir. Hobbit'e, Bilbo Baggins'in geçmişi olarak bakmak yerine, Yüzüklerin Efendisi'ne Bilbo'nun geleceği olarak bakmak çok daha keyifli bir okuma vaat eder. Bu anlamda bir Tolkien Başyapıtı olan Yüzüklerin Efendisi'nde  ana süje olan "Yüzük"ün geçmişine dair önemli bilgiler içerir. Tolkien okumaya Hobbit ile başlayanlar ise daha sonra Yüzüklerin Efendisi'ni okuduklarında, Yüzüklerin Efendisi'nin Hobbit yazılırken Tolkien'in kafasında çoktan filizlenmiş olduğunu rahatça tahmin edebilir. Kitabın Bilbo dışındaki diğer başat unsuru olan Cüceler ise ayrı bir süzgeçten geçirilerek incelenmelidir. Zira Tolkien'in cüceleri, fantastik kurgu aleminin cücelerine nazaran bazı farklılıklar taşırlar. Kendi mektuplarında da sıkça vurguladığı üzere, Tolkien, Orta Dünyanın cücelerini tasarlarken Yahudi toplumundan ciddi şekilde feyizlenmiştir. Onun cüceleri, para ve altın uğruna daha derin madenler kazan ve her derine indiklerinde bu açgözlülükleri ve hırsları yüzünden kendi felaketlerine sebep olan, usta demirci, madenci, taş işçileri ve aynı zamanda savaşçılardan oluşmaktadır. Tolkien'in ısrarla hem Hobbit'te hem de Yüzüklerin Efendisi'nde cücelerin ya altın düşkünü ejderhaların dikkatini çekerek, ya da Moria madenlerini Orta Dünyanın çekirdeğine kadar kazıp, unutulmuş olan Balrog'u uyandırarak kendi felaketlerine sebebiyet vermesini işlemesinin alegorik olarak Yahudi toplumuyla eşleştirilmesi de kaçınılmazdır. Zira Cüceler bir şekilde hep yurtsuz kalmakta, sıla özlemi çeken bir topluluk olarak kendi kendilerini damgalamaktadır. Bunun dışında Tolkien'in cüceleri, fantastik kurgu aleminin diğer cüceleri ile kıyaslandığında daha karizmatik, savaş baltası dışında cücelerle en çok eşleştirilen savaş aleti olan savaş çekicini bilmeyen cücelerdir. Tolkien'in Cüce ırkını tasarlarken, Kuzey mitolojilerinden de faydalandığı belirgin bir şekilde kendini göstermektedir. Filoloji profesörü olan Tolkien'in bir cüce dili oluşturması ve bu dili oluştururken Sami dillerine ilişkin ögelerden faydalandığını belirtmesi de, Tolkien'in kitaplarındaki Cüce-Yahudi eşleşmesini tamamlamaktadır.


Hobbit Orta Dünya kitaplarının en detaylı anlatımlarından birine sahip olmasa da, epik ve masalsı anlatımı ve her şeyin başlangıcı olması itibariyle eşsiz bir kitaptır. Bu kitabın akabinde Tolkien'i muazzam bir hayal dünyası yaratmaya itmesi, ona oluşturacağı bu dünya için epey sağlam temeller vermiş olması itibariyle de baş tacı olduğunu da not etmek gerekir. Kendi yaşamı, eğitimi ve bilgisinden büyük izler taşıyan, hobbitlerle bizi tanıştıran, Shire'dan karakterlerle birlikte bizleri yola çıkarıp, Ayrıkvadi'ye, Dumanlı Dağlara, Kuyutormana ve nihayetinde Erebor'a götüren ve mevcut fantastik kurgu aleminde ilk defa cücelere karşı sempati duymamı sağlayan bir kitap olması sebebiyle de kütüphanemin değerli kitaplarındandır. Bununla birlikte, kitabın dışında Açıklamalı Notlarıyla Hobbit ile ilgili olarak da söylenmesi gereken pek çok şey var. Kitabı elinize alıp, bir roman gibi baştan sona rahatça okuyabileceğinizi düşünüyorsanız, açıkçası orijinal kitabı alıp okumanızın daha faydalı olacağını düşünüyorum. Zira bu kitap daha çok bir uzmanlaşma kitabı ve Orta Dünyayı en derin noktalarına kadar incelemek isteyen okuyucunun amacına hizmet ediyor. Açıklamalı Notlarıyla Hobbit bu anlamda daha çok Orta Dünya'yı silip süpürmüş, ancak bilgi kırıntıları için çırpınıp duran Tolkien hayranları için büyük bir fırsat. Zira Tolkien'in mektupları, yazışmaları ve diğer kitaplardan alınan referanslarla daha benzersiz bir deneyim sunmasının yanı sıra diğer ülkelerde çıkan baskılar, bir taraftan roman devam ederken; romanda belirli karakterlere dipnot çıkılarak sunulan detaylı bilgiler ve aralarında Tolkien'in kendi çizimlerinin de yer aldığı görseller kapsamlı bir bakış açısı oluşturmak konusunda olağanüstü bir deneyim sunuyor. Önce de belirttiğim gibi düz okumadan çok, üzerinde çalışarak okumak için ideal bir baskı olmuş. Sadece Hobbit'in değil, Tolkien'in ve bu kitabın yazılması sürecinin belirli ayrıntılarına da vakıf olunabilecek bir yanı da var kitabın.

Daha da önemlisi, kütüphanenizde uzun yıllar saklayabilmeniz ve sonraki nesillere aktarabilmeniz için güzel bir şekilde ciltlenmiş, gelecek nesillere aktarılabilecek bir eser vasfı taşıması da en büyük artısı olmuş. Hobbit'i sinemaya uyarlanmış halini izlemeden önce kafasında pek çok defa canlandırmış birisi olarak, filmlerini sevdiğimi de söyleyebilirim. Elbette bir kitaptan üç film çıkarmak için araya serpiştirilmiş olan kurgu dışı P.Jackson eklemeleri ve sebebini net olarak anlayamamış olduğum Jackson'ın Thranduil nefreti dışında elbette. Özellikle Jackson'ın Yüzüklerin Efendisi'nde Tom Bombadil'i yok saymasından dolayı kendisine karşı duyduğum nahoş hisler, abartılmış Thranduil profiline karşı yarattığı hislerle birleşince her ne kadar görsel anlamda pek çok açıdan tatmin olsam da, beni gerisin geri kitaplara ittiğini ve aslında bunun okuyucuya yapılmış çok daha büyük bir iyilik olduğunu fark ettim. Öyle ki, Hobbit'in son filminden çıktıktan sonra, Yüzüklerin Efendisi'ni tekrar okumaya başladım. Bu gidişle de geri kalan tüm külliyatı da yeniden okumaya karar verdim. Aslında son dönemde gittikçe sık sorulan soruya İthaki Yayınlarının verdiği cevapta Tolkien okuma iştahımı kabartan en önemli unsurlardan. Tolkien'in Türkçe'ye çevrilmemiş en kıymetli eserlerinden, oğlu Christopher'ın babasının notları üzerinden giderek ortaya çıkardığı 12 Ciltlik Orta Dünya Tarihi'nin yayın hakları konusunda İthaki Yayınlarının da adının geçiyor olduğunu duymak pek sevindirdi. Zira Açıklamalı Notlarıyla Hobbit baskısında yaptıkları gibi Orta Dünya Tarihi'nin 12 cildini aynı kalitede ve ciltli olarak yayınlayacaklar ise, buradan bütün külliyatı alacak ilk isimlerden biri olacağımı da kendilerine duyurmak isterim. Kitapseverlerin bildiği üzere, bazen bir kitaba sahip olmak, onu okumaktan çok daha fazla keyif verebilir. İşte Orta Dünya Tarihi için benim içimde kopan fırtınanın sebebi de, hem sahip olmak, hem de okumak duygularının birleşmesiyle kat be kat büyümekte olması.

Hobbit, bir devrin, bir devrimin, bir dünyanın, bir gerçekliğin ve bir hayalin başlangıcı. Bilbo, Gandalf, Gollum ile tanışmanın, "Kartallar geliyor" çığlıklarının ilk duyuluşunun ve Tolkien'in bugün Ejderhaların cirit attığı romanlara kıyasla, tek bir ejderha figürü ile fantastik edebiyatta ne kadar ayrı bir yeri olduğunu gösterişinin kitabı. Açıkçası Smaug olsun, Thorin olsun, Aragorn olsun, Legolas olsun, Tolkien'in oluşturduğu karakterlerin kült olmasının en büyük sebebinin Tolkien'in Shelob'un ağı gibi ördüğü, okuyucuyu gerçekliğin dışında bir ağa sarıp hareket edemez hale getiren kelimelerine bağlıyorum. Zira lise yıllarımdan bugüne değin, bütün korkusu ve savaşına rağmen Orta Dünya'yı hayal ettiğimde, var olmasını istemediğim bir an hatırlamıyorum. Hatta gittikçe hayatın sıkıcı rutinlerini yerine getirmekte olduğum şu zaman dilimlerinde, fantastik dünyaları daha çok özler olduğumu fark ettim. Bu bir kaçış mı? bir nefes alış mı bilemiyorum. Ancak emin olduğum bir şey var. Belirli aralıklarla Tolkien okumak kesinlikle psikolojimi düzeltiyor. Bu anlamda başkaları pek değinmiyor veya böyle bir yön taşımıyor olduğuna inansa bile, çok derin psikolojik analiz ve tespitler barındırdığını ve bu tespitleri gerçek hayata uyarlamak isteyen insanlara bu yönüyle de inanılmaz yardımcı olduğunu düşünyorum. Bu sebeple en azından kendi deneyimlerimden yola çıkarak sizlere öncelikle Hobbit'i ve sonra diğer bütün Tolkien kitaplarını okumanızı tavsiye ederim. Daha da şiddetle tavsiye edeceğim şey ise Tolkien hayranlarının muhakkak "Açıklamalı Notlarıyla Hobbit" kitabını edinmeleri olacak. Dünya edebiyat tarihinin en büyük dönüm noktalarından birini oluşturan bu kitaba, hele ki bu haliyle sahip olmak kendinize verebileceğiniz en keyifli ödüllerden birisi olabilir. Henüz okumayanlar için ise Orta Dünyaya yolculuk için en kıymetli bilet olduğu kesin.

Kitaplarla kalın.