Adaletin Kör Dediği: Daredevil (Cilt I-İkinci Adam) - Brian Michael Bendis/Alex Maleev

"O adam bu şehrin dünya üzerindeki gerçek cehenneme 
dönüşmesini engelleyen tek şey!"
Çizgi romandan



Çizgi roman konusunda tamamen ayrıcalıklı, haberleri takip eden, hangi baskının ne zaman çıkacağı, hangi ciltte hangi kahramanların görülebileceği vb. bir sürü ayrıntıyı bilecek kadar donanımlı bir çizgi roman takipçisi olmadığımı daha en başından itiraf etmeliyim. Çizgi romanlarla ilk tanışmam, Ontario'lu Kaptan Swing ile gerçekleşmiş olup, biraz Teks, biraz Red-Kit'ten sonra, Kültür Bakanlığı'nın benim çocukluğuma gelen dönemde çıkardığı muazzam tarihi çizgi romanlardan sonrasını pek hatırlamıyorum. Kaldı ki bizim dönemimizde, şimdiki gibi çizgi roman bolluğu olmadığı gibi, kuşe kağıda basılmış günümüz pahalı çizgi romanlarını bulabilmek de pek mümkün değildi.  Öyle ki, Süpermen çizgi romanlarını kendi kendime renklendirdiğimi hatırlıyorum. Bununla birlikte, Amazing Spider-Man serisi gibi serileri veya DC'nin pek çok çizgi romanı ile Conan ve Kızıl Sonja çizgi romanlarının İngilizce versiyonlarına sahip olduğum geniş bir online arşivim olduğunu belirteyim. Dolayısıyla basılı Türkçe çizgi roman arşivim olmasa da, çizgi roman evrenlerine de yabancı değilim. İnternet üzerinden indirdiğim Çizgi Romanların yanı sıra, bir de Manga/Anime deneyiminin ardından, çizgi roman dünyasını son iki senedir yeniden keşfediyorum. Bunda son dönem çizgi roman yayıncılarının da büyük emeği var. Özellikle Arkabahçe, JBC Yayıncılık ve Marmara Çizgi gibi yayınevlerinin son dönemde çıkan çizgi romanların Türkçe olarak basılması ve ülkemizde de belirli bir standarda kavuşması için çok ciddi emek harcadığını görebiliyorum. Elimdeki çizgi romanların büyük çoğunluğu bir sene öncesinden yayınlanmış olduğu için, çizgi roman kısmında hakkında anlatabileceğim çok şey olmayan bazı çizgi romanları seri olarak tanıtıp, her yenisi çıktığında, çıkan sayıyı tek başına tanıtıyor olmayı planlıyorum. Ancak bu bir başlangıç olduğu için Daredevil'in ilk cildini tek başına tanıtacağım. Her çizgi roman okuyucusunun muhakkak bir veya birden fazla favori bir süper kahramanı vardır. Bende dört tane var ve sıralamalarını yapacak olursak, en başta Marvel'in kör süper kahramanı Daredevil ve DC'nin hızıyla baş döndüren kahramanı Flash eşit olarak yer almaktalar. Zaman zaman Flash, zaman zaman ise Daredevil birinci sırayı alıyor. Onları takip edenler ise Örümcek Adam ve Deadpool. Tabii bu listeyi yapmakla birlikte, Superman, Batman, Demir Adam gibi başat kahramanları okumaktan keyif aldığımı da ekleyebilirim. Yukarıda belirttiğim gibi favori kahramanım zaman zaman değiştiğinden bu yazıyı yazdığım tarihte ilk sırayı Daredevil aldı. Tek seferde mevcut beş cildi tanıtmak yerine bunu cilt cilt yapmanın doğru olacağını düşünerek, Daredevil'in ilk cildi olan İkinci Adam ile çizgi roman serüvenimiz başlayabilir. Daredevil serisinin bugüne kadar ki ciltleri Arkabahçe Yayıncılık tarafından yayınlanmış. Elimdeki ilk cilt, kuşe kağıda basılmış, kalitesi muazzam bir çizgi roman.

Genel çizgi roman eğiliminden farklı çizgilere sahip olmasına rağmen, Daredevil karakterinin karanlık atmosferini yansıtmakta inanılmaz derecede başarılı bir şaheser. Daredevil'in favorim olmasının en önemli sebeplerinden birisi, Murdock'ın avukat olması. Meslektaşız, dolayısıyla bende günün birinde mutasyona uğrayarak kırmızı bir kostüm giyip arz-ı endam edebilirim hayalleri ile yaşıyorum. Tabii bunun için radyoaktif bir mutasyonla karşı karşıya kalmam gerek ki, Türkiye'de böyle bir mutasyon sonucunda Daredevil olmak yerine, mahallenin eğlencesi olmak kaçınılmaz. Böyle küçük bağlantılar olduğunda, doğrudan karakter ile kendinizi eşleştirebiliyorsunuz. Fakat tek sebebi bu değil, hem ortaya çıkan karakterin özelliklerinin pek çoğunun göndermeler içeriyor olması, hem de karakterin duygusal yapısı ve dolu alt metinlerle desteklenmiş olması Daredevil'i bir adım önde tutmaya yetti. Adalet Tanrıçası Themis'in gözleri nasıl kapanmışsa, Murdock'ın körlüğü de bu anlamda bir tesadüf değil. İlk ciltle birlikte Wilson Fisk, nam-ı diğer Kingpin'in, Silke isimli, Carlito'nun Yolu filmindeki Bronx'lu serseriye çok benzeyen bir adam tarafından alt edilmesiyle, bu suç örgütündeki büyük değişikliğin, Daredevil'e yansımasına tanıklık ediyorsunuz. Çizgilerin karamsarlığının yanı sıra, aslında çok daha büyük bir hikayenin parçası olmaya başladığınızı fark ediyorsunuz. Son dönemde okuduğum en heyecan verici çizgi roman serilerinden birisi açıkçası. Kingpin ile Silke arasında var olan gerilimin yansıması Daredevil'in aleyhine gelişiyor ve peşinde kiralık katillerle Hell's Kitchen'ı korumaya devam etmeye çalışıyor. Marvel evreninde Kingpin'in adını sadece Daredevil'de değil, Örümcek Adam serilerinde de mevcuttu yanlış hatırlamıyorsam. Hatta Osbourne ve Kingpin arasındaki mücadeleyi Örümcek Adam çizgi filmlerinde izlediğimi dün gibi hatırlıyorum. Ancak Kingpin'in Daredevil'in gerçek kimliğini biliyor olduğunu bilmediğimi itiraf etmeliyim. Eh demiştim size ben bu dünyada hem eski, hem yeniyim diye. Tabii bu yeni olma halini, süper kahraman evrenlerinden bîhaber olmam olarak algılamayın. Hangi süper kahraman DC Comics'in, hangisi Marvel Comics'in elinden çıkmış, güçleri ne, kahramanlığa giriş hikayeleri nelerdir, gibi hususları bilirim. Tabii ilk çizgi roman tanıtımında da, DC karakterlerini daha çok sevdiğimi ve hikayelerinin daha çok bana hitap ettiğini belirteyim. Bu hususta Marvel'da benim için üç istisna var. Onlar da yukarıda gördüğünüz gibi Daredevil, Örümcek Adam ve Deadpool. Bu demek değil ki, X-Men, Iron Man, Hulk gibi kahramanlardan hazzetmiyor olayım. Açıkçası bugüne kadar, kati şekilde hoşlanmadığım veya ilgilenmediğim tek süper kahramanın Kaptan Amerika olduğunu söyleyebilirim.

Hikayesi ve çizgileri her ne kadar bir Marvel karakteri de olsa, Daredevil'i sanki DC evreninde bir karaktermiş gibi algılamama sebep oluyor. Belki de, melankolik ve karanlık çizgilerle hikayeler DC evrenine daha çok yakıştığı içindir. Bu çizgi roman serisinde bazı sayfaları konuşma balonu olmadan geçiyorsunuz ve inanın çizgiler bütün olayı ve hatta karakterlerin duygu dünyalarını konuşma balonlarına ihtiyaç olmadan muazzam bir şekilde anlatıyor. Daredevil'in diğer pek çok süper kahramana göre çok daha nitelikli olmasına karşın, Hell's Kitchen'a sıkışmış olmasından da pek hoşlanmıyorum; ancak kendi başıma oturup düşündüğümde de hikayesini nasıl olup da genişletebilirler diye düşündüğümde de bir cevap veremiyorum. Bu arada kitap tanıtımındaki pek çok İngilizce isim konusunda şahsi problemlerim olsa da, Daredevil'a Korkusuz, bir yer ismi olan Hell's Kitchen'a da Cehennem Mutfağı demek bana garip geldiğinden, çizgi romanlardaki karakter ve yer isimlerini Türkçeleştirmeden tanıtacağım. Kanaatimce, bu tip düzenlemeler çok çok öncesinden, ülkemize ilk girdikleri andan itibaren yapılmalıydı. Ne yazık ki, günümüzde bu kullanımı düzeltmek zor, hem de manasız. Birde kullanımın getirdiği gariplikle var elbet. Mesela Spider Man demek yerine Örümcek Adam demek kolay geliyor; ama Batman yerine Yarasa Adam dediğim veya yazdığım zaman sanki kahramanın ismini lekelemiş gibi geliyor. Bu konuyu karıştırsak buradan inanılmaz malzeme çıkacağı için vazgeçiyorum. Sadece ilk defaya mahsus olarak yayınlandıkları isimleri kullanacağımı aktarmış olmak istedim. Yoksa birden kendimi, kültürel emperyalizm sohbetlerinin kucağında bulabilirim. Bu ikilemi atlatmak için Daredevil derken, kendisine zamanında verilen ismin Korkusuz olduğunu aklınızda tutun yeter. Kasvetli, adaleti hem teoride hem de pratikte temin etmeye çalışan etkileyici bir süper kahraman macerası okumak istiyorsanız, özellikle bu kadar nevi şahsına münhasır, orijinal çizimlere sahip emsallerinden ayrılan bir çizgi roman olduğundan, kaçırmayın derim.

Kitaplarla ve çizgi romanlarla kalın.