Bir Tatlı Keder Almaya Geldim Geçmişin Kucağından: 1913 Fırtınadan Önce - Florian Illies

"Sakın kıyametin kopmasını beklemeyin. O her gün kopmaktadır"
Albert Camus



Dünyanın bir tetikçinin kurşunu ile bütün birikmişliği ile birbirine kan kusmasının arefesinde, elleri tetikte bekleyen ülkelerde yaşamakta olan günümüz tarihi, sanatı, edebiyatı ve kültürüne damga vuran isimlerin gündelik hayatlarına kah onların yazılı belgelerinden, kah haklarında konuşulanlarla ortaya çıkmış metinlerden yapılmış ince bir araştırma ve derlemenin ürünü bir kitabı tanıtacağım bugün size. Can Yayınları tarafından kırkmerak dizisinde geçen ay yayınlanmış olan kitap, karton kapaklı ve 328 sayfa. 1913 yılının bütün bir Avrupa kıtasını sürüklemekte olduğu karanlık günler, sanki öncesinden kendisini hissettirmiş. Geleceğin çok konuşulacak kişilerinin, dünya savaşı arefesinde nerelerde, nasıl olduklarını öğrenirken, bir yanda da bu titiz derlemeyi yapan Floran Illies'in edebi anlatımı içerisinde okuyucunun kendi kendine sormayı unutabileceği soruları sorarken buluyorsunuz kendini. Aynı tarihlerde bulundukları Schönbrunn Sarayı parkında gezinen Hitler ve Stalin'in birbirleri ile karşılaşıp selam verme ihtimalinden tutun da, Jung'un fikirlerinin babası Freud'ü, ondan öğrettiklerini kullanarak katlettiği, böylece Freud'ün Oedipus Kompleksi tezinin bir nevi ilk ispatını okuyabileceğiniz, Kafka'nın kişiliğinin karanlığından, Oscar Kokoschka'nın hastalıklı aşkına, Rilke'in kelimelerinin derinliğinden, Thomas Mann'in en derin hassasiyetlerine varan bir genişliğe açılıyorsunuz bu kitapla. Ayrıntılar dikkat çekici ve sürükleyici. Ocak ayından başlayarak, ay ay ilerleyerek, belirli önemli figürlerin üzerinden 1913 yılı üzerinde ilerliyorsunuz kitapta. Bu arada Camus'nün doğumuna, bir yıl sonra öldürülecek Avusturya-Macaristan İmparatorluğu veliahtı Ferdinand'ın kaderine doğru ilerleyişini, geleceğin diktatörlerinin Avrupa'nın suni saadeti içerisinde hangi hırslarla yoğrulduğuna tanıklık ediyorsunuz. Filozofların, sanatçıların, siyasi figürlerin günümüz dünyasına intikal eden düşünceleri ve eserlerinin oluşum sürecini sanki dibinizde açılmış bir pencereden izliyor gibisiniz. Aynı zamanda batıya bakış açınızda kültürel bir enginlik yaratan bir film izliyor gibi de hissettiriyor.

Bütün bunlarla birlikte, sanat tarihine ciddi bir merakınız yoksa veya bu konuda ayrı bir kültürel bakış açısına sahip değilseniz, bazı bölümleri çok yorucu veya anlamsız gelebiliyor. Kısa kısa başlayan alıntılar, belirli bir noktada okurken kendi kültür dünyanıza hitap etmeyecek veya toplumsal bakış açımızdan epey uzaklaşabilecek uzun bölümlere dönüşebiliyor. Alman yazarın daha çok Alman figürleri üzerinden ilerlettiği bölümlerde ise hepten kitaptan kopmanıza sebebiyet verebiliyor. Sonuç olarak, Alman kültür tarihinde her isim Kafka olamayacağı gibi bazı isimler okuyucuya belirli noktalarda yabancı gelebiliyor, hatta kim olduğuna dair fikir bile yürütemiyorsunuz. Özellikle dilimize çevrilmemiş, ancak dönem edebiyatı için büyük anlam ifade ettiğine yazarın ifadeleri doğrultusunda kani olabileceğiniz bazı eserler ve onlarla ilgili geçmişten bugüne ilerleyen kurguyu takip etmek anlamsızlaşabiliyor. Böyle bölümlerde, bazen ilerleyip diğer bölüme geçmek için sabırsızlanabileceğiniz anlar olabiliyor. Yine de özellikle Freud, Kafka, Jung, Rilke gibi isimlerin 1913 yılında başına gelenlere dair çok sayıda alıntı mevcut olduğundan, arada yabancılaşabileceğiniz bu ayrıntılara tahammül edebiliyorsunuz. Kaldı ki geneli itibariyle kitap düşünce ufkunu genişletmeye yönelik ve okuyucuya tesadüf denilen şeyin ne kadar ilgin. olduğunu gösteren bir çizgide ilerliyor. Özellikle sanat tarihi ile ilgilenenler ve dönemin sanat anlayışına dair bilgi sahibi olanlar için, inanılmaz detaylarla örülmüş bir başucu kitabı. Tarihe ucundan, kıyısından bulaşmış okuyucu için de hayretle bilgi hazinesine ekleyebileceği bir çok detayı barındıran farklı, okunması belirli aşamalarda zor ama bazı noktalarda inanılmaz akıcı bir kitap. Farklı bir kitap okumak isteyenler için özellikle tavsiye ederim.

Bir sonraki kitapta tekrar görüşmek dileğiyle,

Kitaplarla kalın.